FaceBook'ta paylaş

Ekleyen ITTMT Ekim - 19 - 2011 YORUM EKLE

Topluluğumuz, bünyesindeki üç katlı mehteri ile yurtiçi ve dışında yüzlerce konser vermiştir. Üzerine düşen tarihi görevin sorumluluğu içinde hem klasik mehter repertuarını icra etmiş, hem de yeniliklere açık olarak caz ve senfonik orkestralarla konserler vermiştir.

 

TARİHİ
Dünyanın en eski askeri bandosu olan mehtere ilk olarak Orhun Kitabelerinde rastlanmaktadır. Bu kitabelerde “Kübürge” ve “Tuğ” olarak anlatılan askeri bandonun,XI. yy’da yazılmış Divan-ü Lügat-it Türk’de Hakanların huzurunda müzik yaptığını anlatılır. O zamanlarda küvrük(kös), tomruk (davul), çenk (zil) ve nay-i türki adındaki sazlardan oluşan “Tuğ” lar, savaşlarda ve özel günlerde müzik yapmaktaydılar. Ayrıca “Tuğ” Türklerde hakimiyetin de sembolü olmuştur. O kadar ki, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’ye Anadolu Selçuklu Hükümdarı II. Gıyaseddin Mes’ud beylik yetkisini tuğ, sancak, boru, zil ve davul göndererek vermiştir. Yani mehter Osmanlı Devleti’nin kuruluşuyla yaşıttır. Daha sonra mehter, bünyesinde barındırdığı sazlardaki değişikliklerle kapatıldığı 1826 tarihine kadar gelişmesini sürdürür. Dünyanın ilk askeri bandosunun tekrar yaşatılmaya başlanması ise 1914 tarihine rastlar. Bu tarihten sonra da Cumhuriyet Türkiye’sinde günümüze kadar yaşatılmıştır. Kültür Bakanlığı Mehterin askerî çehresinin yanı sıra “Esnaf Mehteri” denilen ve sivil müzik icra eden tarafını da ortaya koymak ve çok geniş repertuara yer vermiş olmak maksadı ile 1992 yılında Topluluğumuzun mehter bölümünü kurmuştur. Bu şekilde mehter müziğinin bütün yönleri ile tekrar yaşamasını sağlamış ve tüm dünyada tanıtılmasını teşvik etmiştir. Topluluğumuz, bünyesindeki üç katlı mehteri ile yurtiçinde İstanbul ve pek çok şehrimizde ve yurtdışında Japonya, Almanya, Portekiz gibi ülkelerde yüzlerce konser vermiştir. Bu konserlerde, üzerine düşen tarihi, kültürel ve sanatsal görevin sorumluluğu içinde hem klasik mehter repertuarını icra etmiş, hem de yeniliklere açık olarak caz ve senfonik orkestralarla müşterek programlar yapmıştır.

KONSER DÜZENİ
İlk kurulduğu yıllarda çember biçiminde dizilen mehter, sonraları yarım daire (hilâl) biçiminde dizilmeye başladılar. Günümüzde de bu biçimini korumaktadır. Mehterbaşı denilen ve mehteri yöneten kişi hilâlin tam ortasında bulunur. Bayrağımızın ay-yıldızı gibi… Mehter konseri sazlar ve seslerin sahneye çıkmasıyla başlar. Sonra çevgânbaşı (Baş Mehter Ağa) adı verilen kişi mehterbaşını “Vakt-i sürur u safa, Mehterbaşı hey, hey “ diyerek sahneye çağırır. Mehterbaşı çıkar ve selamını verir. İcra edilen her eserin bitiminde halka selam veren Mehterbaşı, bir sonraki eseri de burada anons eder. Konser bitiminde mehterbaşı “Gülbank” denilen özel düzenlenmiş ve kalıplaştırılmış olan bir dua okur. Konser bu şekilde sona erer. Mehterin bu şekilde verdiği konserlere “nevbet” adı verilir.

Mehter nevbet haricinde yürürken de müzik yapabilir. Yürüyüş, mehterbaşı önde, mehter arkada, sağ ayakla başlayıp her üç adımda bir sağa ve bir sola halkı selamlayarak yapılır.
Mehter, nevbetini sadece savaş sırasında vurmazdı. Önceleri günde beş kez her namazdan önce çalınırken, daha sonra sadece ikindi namazından önce çalındı. Bu rutin günlük icralardan başka, elçi alaylarında, savaşlarda, kılıç alaylarında, şehzade ve sultanların doğum ve sünnet düğünlerinde, zafer müjdesi verildiğinde, esnafların peştemal kuşanmalarında ve bunun gibi eğlencelerde de çalınırdı.

Mehter “kat” adı verilen gruplardan oluşur. Katlar mehterdeki enstruman adedine göre değişir. Mehter, 1’den 13 katlıya kadar olabilir. Örneğin üç katlı bir mehterde, üç davul, üç nakkare, üç zil, üç boru, üç zurna, bir kös ve 12 çevgân (diğer sazların dört misli) bulunur. 13 katlı Mehter yalnızca Padişaha aittir.

REPERTUARI
Mehter, sanılanın aksine sadece marş çalmaz. Kendi yapısına uygun kâr, karçe, beste, semai, fasıl şarkıları, serhat ve rumeli türküleri, peşrev ve saz semaileri de mehterin repertuarı içinde yer alır.

KIYAFETLER
Saz başları kırmızı cübbe, kırmızı kavuk, kırmızı şalvar, sarı üç etek ve sarı yemeni giyerler. Diğer sazlar koyu mavi cübbe, kavuk, şalvar ve renkli üç etek ile kırmızı yemeni giyerler. Çevgânlar da saz başları gibi giyinirler.

AÇIKLAMALAR
Mehter; çevgan, zurna, boru, nakkare, zil, davul ve kös çalan gruplardan oluşur.

Çevgâni: Çevgan çalanlara verilen isim. Çevgan; üzerinde ziller bulunan ve yukarıdan aşağıya doğru sallanarak çalınan bir çalgıdır. Bu saz, mehterde koro tarafından çalınır. Her korist elinde bir çevgân taşır.

Zurna-zen: Zurna çalanlara denir.(Foto)
Boru-zen: Boru çalanlara bu ad verilir.(Foto)
Nakkare-zen: Nakkare çalanlara denir. Nakkare; bir çift küçük bakır kasenin üzerine gerilmiş deriden meydana gelir ve zahme adı verilen iki küçük bagetle çalınır. (Foto)
Zil-zen: Zil çalanlara denir. Zil; batı müziğinde kullanılan cymbal’in karşılığıdır.(Foto)
Davul-zen: Davul çalanlara bu isim verilir. Büyük bir kasnak etrafına gerilmiş derilerde medana gelir. Bir yüzüne tokmak ile diğer yüzüne değnek ile vurularak çalınır.(Foto)
Kös-zen: Kös çalanlara verilen isimdir. Kös, nakkarenin çok büyüğü olarak tarif edilebilir. Batı müziğindeki timpaninin atasıdır. (Foto)

Etiket : , Açıklamalar-Tanıtımlar, Mehter, Mehter, Topluluk Birimleri

FaceBook'ta paylaş

Ekleyen ITTMT Ekim - 17 - 2011 YORUM EKLE

Topluluğumuz her ayın son cuma akşamı saat 19:30’da Zeytinburnu Merkez Efendi Camii ve Türbesi yakınındaki Yenikapı Mevlevîhânesi’nde Mevlevî Mukabelesinde bulunmaktadır.

Bu ay ki konser tarihimiz 28 Ekim 2011
Bu konserde Cüneyt Kosal Hocamızın Nişabur Mevlevî Âyin-i Şerîfi icra edilecektir.

Etiket : , Genel, Konserler - Haberler

FaceBook'ta paylaş

Ekleyen ITTMT Eylül - 28 - 2011 YORUM EKLE

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1991 yılında kuruluş çalışmalarına başlanan topluluk, en önemli kültür değerlerimizden olan Klasik Türk Müziğinin, özellikle Tasavvuf Müziği ve Mehter Müziği türlerinin, kendilerine has üslup ve icra özelliklerine sadık kalınarak ortaya konulmasını ve tanıtılmasını sağlamak, bu alanda araştırma ve incelemeler yapmak amacıyla kurulmuştur. Topluluk bu amaca uygun olarak, önce sanatçı kadrolarını oluşturmak ve diğer gereçleri tamamlamak; repertuar araştırmaları ve üslûp çalışmaları yapmak suretiyle gerçekleştirdiği faaliyetinin ürünlerini, kısa bir zaman sonra konserler halinde, sanatseverlerin takdirine sunma seviyesine getirmiştir. Tasavvuf ve Mehter bölümü olarak iki ana birim halinde çalışan topluluk, 1826 yılında Yeniçeri Ocağı ile birlikte kaldırılan Mehterhânede ve 1925 yılında kapatılan Tekkelerde, o tarihlere kadar icra olunan mûsikî eserlerinden bugüne ulaşan, sanat değeri yüksek klâsikleşmiş eserlerle beraber yeni eserleri de repertuarına almıştır. Tasavvuf bölümü repertuarında, Türk Din mûsikîsinin tüm formları ve özellikle müziğinin en büyük formu olan Mevlevî ayinleri de yer almakta, özel kıyafetleri ve sema gösterileriyle bu eserler de icra edilmektedir. Mehter bölümü de klâsik kıyafetleri, tuğları, sancakları ile aslına uygun olarak sergilenmektedir. Ayrıca topluluğumuzun tüm birimlerinin birlikte icra ettikleri “Kopuzdan Günümüze”, “Kuruluştan Kurtuluşa” ve “Anadolu Evliyaları” isimli projeleri de bulunmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu, ulusumuzun çağdaşlaşma hedefini gerçekleştirmesine hız kazandıracak olan, kökü tarihin derinliklerine uzanan müziğimizi, evrensel boyutları ile günümüz sanatseverlerine tanıtmak ve gelecek kuşaklara bir kutlu emanet olarak aktarmadaki önemli işlevinin bilincinde olarak, araştırma ve icra çalışmalarını sürdürmektedir.

Topluluğumuz, XVI. yy ile XX. yy dönemleri arasındaki Türk Mûsikîsinin klâsik, romantik, neo-klâsik, çağdaş üsluptaki eserlerinden oluşan zengin bir repertuarı ile tasavvuf müziğimizin seçkin eserlerini, Genel Yönetmeni Ahmet Özhan’ın eşsiz yorumuyla sanatseverlerin takdirlerine sunmaktadır.

Ayrıca, koro icrasında da Genel Yönetmen Yardımcısı ve Şef İhsan Özer’in yönetiminde, bu eserleri hem otantik, hem de zamanımızın müzik anlayışına uygun olarak birçok farklı şekilde icra etmektedir. İcrada, yalnız solo, yalnız koro veya solo ve koro bir arada kullanılabilmektedir.

Topluluk, repertuarı içindeki enstrümantal Türk müziği eserlerini de üsluplarına sadık kalarak yorumlamakta, özellikle günümüzde çokça icra edilmeyen saz eserlerini repertuarına almaktadır. Tasavvuf bölümünde,  Kanun, Kemençe, Ney, Ud, Tanbur, Bendir, Daire, Def, Kudüm, Halile yanında, artık kaybolmaya yüz tutmuş hatta kullanılmayan Rebab, Bas kemençe, Lavta, Santur, Mazhar gibi enstrümanlar da kullanılmakta ve yaşatılmaktadır.

Topluluk tasavvuf müziğinin icrasından önce, tasavvuf kültürünün kaynak ve gayesini araştırmış ve temelini bu noktalar üzerine bina ederek icralarını bu kültürün anlayışına uygun bir şekilde gerçekleştirmiştir. Topluluk, Dergah müziğini aslına sadık kalarak icra etmeye özen göstermekte ve bu konuda araştırmalarına devam etmektedir. Kendi olanaklarını da kullanarak yeni icra tarzları aramakta ve uygulamaktadır. Aslına sadık kalınarak icra edilen bir form da Sema’sıyla birlikte Mevlevi ayinleridir. Birçok mistik ve tasavvûfî sembol ve remizleri ifade eden Semâ Töreni, dinleyen ve seyredenler üzerinde yüce duygular uyandıran, yüksek manası ve eşsiz estetiği ile de asırlardır insanları Hak yola davette çok etkili olmuş bir törendir. Topluluğumuzun sanatçı müdürü Ömer Tuğrul İnançer’in postnişin olarak yer aldığı Mevlevî  Semâ’sını aslına uygun olarak icra etmektedir.

Topluluğumuz mehter bölümü, Mehterin askerî çehresinin yanı sıra “Esnaf Mehteri” denilen ve sivil müzik icra eden tarafını da ortaya koymakta ve çok geniş bir repertuara yer vermektedir. Mehter bölümümüz, bu müziğin bütün yönleri ile yaşamasını sağlayarak tüm dünyada tanıtılması için faaliyetlerini sürdürmektedir.

Topluluğumuz, bünyesindeki 3 katlı mehter ile üzerine düşen tarihi görevin sorumluluğu içinde hem klasik mehter repertuarını icra etmiş, hem de yeniliklere açık olarak caz ve senfonik orkestralarla da konserler vermiştir.

Aslına uygun kıyafetleri ile de ayrı bir ihtişama ve güzelliğe sahip olan topluluğumuz mehteri, Genel yönetmen yardımcısı ve Mehterbaşı Kürşat Tuncay’ın idaresinde mehter marşlarının yanında kendi yapısına uygun kâr, karçe, beste, semai, fasıl şarkıları, serhat ve Rumeli türküleri, peşrev ve saz semaileri de icra etmektedir.

İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğunun, tasavvuf ve mehter bölümlerinin bahsettiğimiz icraların yanı sıra, tüm topluluğun aynı anda yer aldığı ve icra gerçekleştirdiği projeleri de vardır. Bu projelerimizin başında “Kopuzdan Günümüze” gelmektedir. Ulusumuzun Orta Asya’dan başlayan ve Anadolu’ya kadar uzanan tarihi yolculuğu müzikal bir anlatımla sunulmakta ve bu yolculuk Kopuz’la başlayıp, Cumhuriyet devrinin eserlerine; günümüze kadar devam etmektedir. Diğer bir toplu icramız da “Kuruluştan Kurtuluşa”dır. Söğüt’te yeşeren bir çınar fidesinin; Osmanlı Beyliği’nin bir büyük dünya devletine ve bu devletin de çağdaş, modern bir cumhuriyete; Türkiye Cumhuriyeti’ne gelişiminin seyri anlatılmaktadır dönemin eserleriyle. Ve Edirne’den Kars’a kadar bu topraklarda yetişmiş, ruhlarımızı aydınlatan, gönül erleri; “Anadolu Evliyaları”. Ahmed Yesevî’den Hz. Mevlana’ya, Yunus’dan Hacı Bektaşî Veli’ye, Hacı Bayramı Veli’den Hz. Hüdai’ye kadar tüm gönül erlerinin, Allah Dostlarının dile geldiği ve bizi doğruya, sevgiye, Hakk’a davet ettikleri, ilahileri, nefesleri, kasideleri, tasavvufi türküleri ile tam bir Türk müziği şöleni… Topluluğumuz bu projelerini Ahmet Özhan’ın solistliğinde mehteri, tasavvuf korosu ve semazenleri ile gerçekleştirmekte ve bu icrada 65 kişilik kadrosu tüm ihtişamıyla sahnede yer almaktadır.

Tüm bu icra çeşitleriyle topluluğumuz, bünyesinde bulunan sanatçılarıyla Türk Kültürüne ve özellikle Türk müziğine hizmet etmeye devam etmektedir.

 

Etiket : , Genel

FaceBook'ta paylaş

Ekleyen ITTMT Ocak - 8 - 2011 YORUM EKLE

Topluluğumuz Ümraniye Kültür Merkezi’nde 10 Ocak 2011 tarihinde saat 13:00’de, Hüseyin Fahreddin Dede’nin Acemaşiran Makamındaki Mevlevi Ayin-i Şerifi’ni icra edecektir.

Etiket : , Konserler - Haberler

Social Widgets powered by AB-WebLog.com.